Sarayın Gizemli Dedektifi: Sultan Abdülhamid'in Sherlock Holmes Tutkusu
Tarihin en çok tartışılan padişahlarından biri olan Sultan II. Abdülhamid denince aklınıza ne gelir? Genellikle siyasi hamleleri, Yıldız Sarayı'ndan yönettiği imparatorluk ve dönemin getirdiği gerilimler... Peki, bu ciddi ve mesafeli duruşun ardında, geceleri elinden düşürmediği bir tutkusu olduğunu söylesek? Evet, Sultan Abdülhamid, tam bir polisiye roman aşığı ve en büyük favorisi ise şüphesiz Sherlock Holmes'tü.
Bir Padişah Neden Dedektif Hikayeleri Okur?
İlk bakışta birbiriyle alakasız gibi görünen bu iki figür, aslında ortak bir noktada buluşuyordu: Zekâ, gözlem ve şüphe. Sultan Abdülhamid, yönetimi boyunca kendisine karşı sayısız komplo ve suikast girişimiyle karşılaştı. Bu durum, onu son derece dikkatli, kuşkucu ve her detayı analiz eden bir karaktere büründürmüştü. Tıpkı Londra'nın sisli sokaklarında en karmaşık suçları bile küçük ipuçlarından yola çıkarak çözen Sherlock Holmes gibi.
Sultan, Holmes'un olayları mantık süzgecinden geçirerek çözüme ulaştırma yöntemine hayrandı. Kendi sarayında ve imparatorluğunda dönen entrikaları anlamak için belki de bu hikayelerden ilham alıyordu. Onun için polisiye romanlar, sadece bir kaçış değil, aynı zamanda bir zihin egzersiziydi.
Saray Kütüphanesinden Londra Sokaklarına Uzanan Bir Hayranlık
Sultan Abdülhamid'in bu tutkusu öyle sıradan bir hobi değildi. Sherlock Holmes'un yazarı Sir Arthur Conan Doyle'un yeni bir macerası yayımlandığı an, padişahın özel çevirmenleri hemen işe koyulur ve eseri en kısa sürede Osmanlı Türkçesine çevirirdi. Yıldız Sarayı Kütüphanesi, dönemin en zengin polisiye roman koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyordu.
Bu hayranlık tek taraflı da kalmadı. Sultan Abdülhamid, 1907 yılında Sir Arthur Conan Doyle'u İstanbul'a davet etti. Yazar, padişah tarafından ağırlanarak Mecidiye Nişanı ile onurlandırıldı. Düşünsenize, yarattığı karakterle bir imparatorun gönlünde taht kuran bir yazar! Bu, edebiyatın sınırları ve kültürleri nasıl aştığının en güzel kanıtlarından biridir.
Sadece Bir Merak Değil, Bir Yansıma
Sultan Abdülhamid'in Sherlock Holmes sevgisi, onun kişiliğine dair bize önemli ipuçları verir. O, modern dünyayı, teknolojiyi ve Batı'daki gelişmeleri yakından takip eden bir liderdi. Dedektif hikayeleri, o dönemin modernleşen dünyasının, akıl ve bilimin ön plana çıktığı bir yansımasıydı. Padişahın bu hikayelere olan ilgisi, aslında onun modern düşünce yapısına ve analitik zekâsına olan hayranlığını da gösterir.
Sonuç olarak, tarihin karmaşık sayfalarında gezinirken bazen böyle şaşırtıcı detaylarla karşılaşırız. Bir imparatorluğun kaderini omuzlarında taşıyan bir padişahın, geceleri kendini Sherlock Holmes'un maceralarına kaptırması, onu daha "insani" ve anlaşılır kılıyor.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Tarihteki başka hangi liderlerin böyle ilginç ve beklenmedik hobileri olabilir? Yorumlarda bizimle paylaşın!

0 Yorumlar