Amasra: Fatih'in "Çeşm-i Cihan" Dediği Yerin Büyüleyici Hikayesi

 


                                                                 Karadeniz'in incisi Amasra'dan büyüleyici bir manzara. Fotoğraf: http://www.flickr


Amasra: Tarihin ve Doğanın Buluştuğu Yer

Karadeniz'in incisi Amasra, hem doğal güzellikleri hem de köklü tarihiyle ziyaretçilerini büyüleyen eşsiz bir sahil kasabası. Her köşesinde farklı bir medeniyetin izlerini taşıyan bu şirin ilçe, özellikle Amasra Kalesi ile adeta bir zaman yolculuğu sunuyor. Gelin, Fatih Sultan Mehmed'in "Çeşm-i Cihan" (dünyanın göz bebeği) dediği bu kasabanın kalbine doğru bir yolculuğa çıkalım.


Amasra Kalesi: Bir Tarih Kitabı

Amasra Kalesi, sadece bir yapı değil, aynı zamanda Roma'dan Osmanlı'ya uzanan zengin bir tarihin de sessiz tanığı. İlk olarak Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen kale, Bizans, Ceneviz ve son olarak Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında defalarca onarımdan geçirilmiş. Bu nedenle, kalenin surlarında farklı medeniyetlere ait izleri görmek mümkün.



Kale, iki ana bölümden oluşuyor: Zindan Kalesi ve Sormagir Kalesi. Zindan Kalesi, ana yarımadanın üzerine kurulmuşken, Sormagir Kalesi ise "Kemere Köprüsü" ile ana karaya bağlanan Boztepe adlı adanın üzerinde yer alıyor. Bu stratejik konum, kalenin hem denizden hem de karadan şehri korumasını sağlamış.

Surlara yakından baktığınızda, Cenevizlilerin Amasra'daki hakimiyetini gösteren Cenova armalarını ve çeşitli figürleri görebilirsiniz. Kartal, medusa ve öküzbaşı gibi semboller, kalenin duvarlarına işlenmiş birer sanat eseri gibi duruyor.


Fatih'in Mirası: Kiliseden Camiye

Amasra Kalesi'nin içinde, tarihi bir sürpriz daha sizi bekliyor. Fatih Sultan Mehmed'in 1460'ta şehri fethettikten sonra camiye dönüştürdüğü kilise, bugün Fatih Camii olarak ibadete açık. Bu yapı, hem Hristiyan hem de Müslüman medeniyetlerinin Amasra'da bıraktığı izleri bir arada sunuyor. Caminin huzurlu atmosferi, tarihi dokusuyla birleşince ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatıyor.



Amasra'nın Zaman Tüneli

Amasra'nın tarihi, kalesinin de ötesine geçiyor. M.Ö. 12. yüzyıla kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olan bu kent, adını M.Ö. 302'de burayı yöneten Kraliçe Amastris'ten alıyor. Roma döneminde önemli bir liman şehri olan Amasra, Cenevizliler zamanında ise Karadeniz'in en işlek ticaret merkezlerinden biri olmuş. Bu zengin tarih, Amasra'nın her sokağında, her taşında hissediliyor.

Eğer siz de tarihe ve doğaya aynı anda dokunmak, mavinin ve yeşilin her tonuna şahit olmak isterseniz, Amasra'yı mutlaka rotanıza eklemelisiniz. Bu şirin kasaba, sizi sadece manzarasıyla değil, aynı zamanda ruhuyla da sarıp sarmalayacak.

Peki, Amasra'yı ziyaret etmeye ne dersiniz? Yorumlarda buluşalım!

Yorum Gönder

0 Yorumlar